Şanlıurfa’daki Özak Tekstil’de Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’de örgütlenmeye başlayan, bir arkadaşlarının işten atılması üzerine iş bırakarak direnişe geçen işçilerin mücadelesi 13’üncü gününde sürüyor.
Fabrikalarının önüne gitmeleri günlerdir jandarma barikatıyla engellenen işçiler, önceki gün jandarma tarafından sürülmüş ve yağmurdan korunmak için OSB’de bulunan camiye sığınmıştı. İl Müftüsü Ramazan Tolan ise işçileri camiden çıkarmaya çalışmış ve işçilerin tepkisiyle karşılaşmıştı. Evrensel’in haberine göre dün de OSB’deki pek çok işçinin cuma namazını orada bulunan camide kılacağı bilinmesine rağmen müftülük kararıyla cami kapatıldı.
İşçiler, sabah saatlerinde cami önünde kurulan jandarma barikatıyla karşılaştı.
YENİÇAĞ YAZARINDAN TEPKİ
Yaşanan durumu köşesine taşıyan Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Bulut, müftülüğün engellemesine tepki gösterdi.
Arslan Bulut, “Müftü, işçileri camiden kovabilir mi?” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Şanlıurfa’da Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Özak Tekstil işçileri, sendika değiştirdiği için işten atılan arkadaşlarının geri alınmasını sağlamak için iş bırakma eylemi yapıyor, jandarma, işçileri fabrikanın bulunduğu sokağa sokmuyor… Yağmur yağdığı için işçiler, Organize Sanayi Bölgesi’nin girişinde bulunan caminin avlusundaki tentelerin altına sığınıyor… Kim haber verdiyse Şanlıurfa İl Müftüsü Ramazan Tolan camiye geliyor ve merdivenlerde bir konuşma yapıyor; caminin eylem yapılacak yer olmadığını ve işçilerin buradan ayrılması gerektiğini söylüyor.
İşçiler ise camide eylem yapmadıklarını, caminin kimsenin şahsi malı olmadığını, Allah’ın evine sığındıklarını söyleyince müftü camiden ayrılmak zorunda kalıyor. Caminin kapıları kilitleniyor ama bir müddet sonra açılıyor…
***
Şu işe bakın, nerede bir işçi eylemi varsa devlet gücü onlara karşı kullanılıyor. Devletin jandarması, fabrika sahibinin isteklerine göre mi görevlendirilir? Jandarma işçinin de sendikanın da jandarması değil midir?
Ya müftüye ne demeli? Müftünün görevi, işçileri, cami avlusundan atmaya çalışmak mıdır? Caminin imamı, işçileri kovmaya yanaşmadığı için mi müftü çağrılmıştır? Müftü, kendi işini bırakıp camiye gelerek, işçilerin camiden ayrılmasını istemek gibi bir rolü nasıl üstlenmiştir? Müftü, caminin sahibi midir? Müftü, fabrika sahibinin müftüsü müdür? İslam, sadece patronların dini midir? Bu nasıl din anlayışıdır?
Anlaşılıyor ki bu bir iktidar politikasıdır. İktidar, devletin ve milletin güvenliğini sağlamakla görevli jandarmayı işçilerin üzerine sürmüş; yetmeyince müftüyü de göndermiştir…
***
“Şanlıurfa” ve “müftü” denilince daha iki ay önceki iğrenç olay da akla geliyor…
Şanlıurfa’nın Akçakale Müftüsü, Halil B. (37) Fatih Sultan Mehmet Ortaokulu’nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi verdiği sınıfta 12 yaşındaki kız öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı.
Tabii ki il müftüsü bu olaydan sorumlu değildir ama ilçe müftüsünün sicil amiri olduğuna göre atanmasında da herhalde görüşü alınmıştır değil mi? Öyleyse işçiyi camiye sokmamakla uğraşacağına il bazında din görevlilerinin hizmetlerini düzenlemek ve denetlemekle uğraşmalıdır.”